On'dan sonra cadde ıssızdı.
- The street was deserted after ten.
Onlar ıssız bir adaya düştüler.
- They were stranded on a deserted island.
Yer neredeyse terkedilmiş.
- The place is almost deserted.
Tom terkedilmiş kulübeye zorla girdi.
- Tom broke into the deserted shack.
Kamp yeri tamamen terk edilmişti.
- The campsite was totally deserted.
Tom gecenin ortasında terk edilmiş sokaktan aşağıya doğru yürürken biraz huzursuz hissetti.
- Tom felt a little uneasy as he walked down the deserted street in the middle of the night.
Tom tenha tren istasyonunda büyük bir saatin altında tek başına durdu.
- Tom stood alone under a big clock in the deserted train station.
Arkadaşların seni terketti mi?
- Have your friends deserted you?