Masanın üstünde toz birikmiş.
- Dust had accumulated on the desk.
Onun bir sürü birikmiş borçları var.
- He has many accumulated debts.
Yaşamanın maliyeti şiddetle artmıştır.
- The cost of living has increased drastically.
1895 yılında kayıt tutmaya başlanmasından bu yana ABD'de ortalama sıcaklık 1.3 ° F ila 1.9 ° F artmıştır; bu artışın çoğu 1970 yılından bu yana meydana geldi.
- U.S. average temperature has increased by 1.3°F to 1.9°F since record keeping began in 1895; most of this increase has occurred since about 1970.
Fransız parfümleri üzerindeki vergiler, ABD'de arttırılmıştır.
- Taxes on French perfumes have been increased in the United States.
Onlar Tom'un dozajını arttırdılar.
- They've increased Tom's dosage.
Fransız parfümleri üzerindeki vergiler, ABD'de arttırılmıştır.
- Taxes on French perfumes have been increased in the United States.
Tom bir sürü hurda biriktirdi.
- Tom has accumulated a lot of junk.
Tom büyük bir servet biriktirdi.
- Tom accumulated a large fortune.
Tom büyük bir servet biriktirdi.
- Tom accumulated a large fortune.
Servetini çok çalışarak biriktirdi.
- He accumulated his fortune by hard work.