Her nasılsa, Japon lisem hakkında en fazla fark ettiğim şey öğrenciler tarafından öğretmenlerine gösterilen büyük saygıydı.
- What I most noticed about my Japanese high school, however, was the great respect shown by students toward their teachers.
Televizyonda gösterilen şey, sanki, toplumun neye benzediğinin bir yansımasıdır.
- What is shown on television is, as it were, a reflection of what society is like.
Pasif içiciliğin çok zararlı olduğu Johnson'ın araştırmasında açıkça gösterilmektedir.
- It is clearly shown in Johnson's investigation that passive smoking is very harmful.
Esperanto: Avrupa veya Asya dili denemesinde Claude Piron, Esperanto ve Çince arasındaki benzerliği gösterdi ve Esperanto'nun yalnızca Avrupa merkezli olduğunu ortaya koydu.
- In his essay Esperanto: European or Asiatic language Claude Piron has shown the similarities between Esperanto and Chinese, thereby putting to rest the notion that Esperanto is purely eurocentric.
Bana bankaya giden yolu gösterir misiniz?
- Will you show me the way to the bank?
Bana resmi gösterir misin?
- Will you show me the picture?
Tom'un sana göstermek için bekleyemediği bir şeyi var.
- Tom has something he can't wait to show you.
Bu onun ne kadar dürüst olduğunu göstermek için hizmet vermektedir.
- This serves to show how honest she is.
Bana resmi gösterir misin?
- Will you show me the picture?
Ona kendi odamı gösterdim.
- I showed her my room.
Sergi salonumuz genç bayanlarca çok sevildi.
- Our showroom made a hit with young ladies.
Firmamızın sergi salonu bayanlar tarafından çok beğenildi.
- Our company's showroom was a hit with the ladies.
Bana bir sihir numarası daha gösterebilir misin?
- Can you show me another magic trick?
Tom bana bir sihirbazlık numarası gösterdi.
- Tom showed me a magic trick.
Tom'un güç antrenmanı sonuçları göstermeye başladı.
- Tom's strength training began to show results.
Onun sağlık taraması olumsuz sonuçlar göstermedi.
- Her health screening showed no negative results.
Bu televizyon şovu şimdi tutuluyor.
- This TV show is catching on now.
Ugly Betty dünyadaki en popüler televizyon şovlarından biri.
- Ugly Betty is one of the most popular television shows in the world.
Bunun yeteneklerini göstermek için iyi bir fırsat olduğunu düşünmüyor musunuz?
- Don't you think this is a good opportunity to show off your talents?
Ne yapabileceğini göstermen için bu büyük bir fırsat.
- This is a big opportunity for you to show what you can do.
Bu gösterişli elbise benim için uygun değil.
- This showy dress isn't appropriate for me.
Tom gösteriş budalasının tekidir.
- Tom is such a show off.
O, işi için hiç gayret göstermedi.
- She shows no zeal for her work.
Tom bugün işe gelmedi.
- Tom didn't show up for work today.
Bu TV programı çocuklara yöneliktir.
- This TV show is aimed at children.
En sevdiğim TV programı iptal edildi.
- My favorite TV show's been canceled.
Sadece onu sevdiğini söylemek yerine onu ne kadar çok sevdiğini gösterecek bir şey yap.
- Instead of just saying you love her, do something to show how much you love her.
Tom Mary'nin söylemek zorunda olduğu şeyi herhangi bir heyecan göstermeden dinledi.
- Tom listened to what Mary had to say without showing any emotion.
Teşhir vitrine bakmaktan vazgeçti.
- She stopped looking at the show window.
O, teşhir vitrinine göz attı.
- She looked in at the show window.
Comédie Française, Molière'in oyunlarını gösteren tiyatrodur.
- The Comédie Française is the theater that shows Molière's plays.
Arkadaşlarımdan biri yurt dışında aldığı bütün oyuncak bebekleri bana gösterdi.
- A friend of mine showed me all the dolls he had bought abroad.
Pasif içiciliğin çok zararlı olduğu Johnson'ın araştırmasında açıkça gösterilmektedir.
- It is clearly shown in Johnson's investigation that passive smoking is very harmful.
Şimdi, bu yardımcı önermenin nasıl ana önermemizi kanıtlamak için kullanılabileceğini gösteriyoruz.
- Now, we show how this lemma can be used to prove our main theorem.
O, muhtemelen insanların gerçekten protesto yapmak yerine sadece boy göstermek için gösterilere gittiklerini kastediyordu.
- He probably meant that people go to demonstrations just to show up instead of actually protesting.
Tom dün pratik yapmak için geç geldi.
- Tom showed up late to practice yesterday.
Pasaportunuzu göstermelisiniz.
- You must show your passport.
Sizin için yeni olan birçok şeyi göstermeme izin verin.
- Let me show you many things which will be novel to you.
O ders sırasında akıllılığını göstermek istedi ama o başarısız oldu.
- She wanted to show off her cleverness during class, but she failed.
Gösteri bir başarıydı.
- The show was a success.
It was Apple's usual dog and pony show.
Let's catch a show.
television show.
dog show.
show of force.
The dog sounds ferocious but it's all show.
He played AA ball for years, but never made it to the show.
Your bald patch is starting to show.
... We've shown you a new Hangouts application, one that's about ...
... are prepared to do a great job and have shown incredible ...