Yazar kasada gösterilen tutarı ödemek zorundasınız.
- You have to pay the amount shown on the cash register.
Televizyonda gösterilen şey, sanki, toplumun neye benzediğinin bir yansımasıdır.
- What is shown on television is, as it were, a reflection of what society is like.
Pasif içiciliğin çok zararlı olduğu Johnson'ın araştırmasında açıkça gösterilmektedir.
- It is clearly shown in Johnson's investigation that passive smoking is very harmful.
Saldırı videoda gösterildi.
- The attack was shown on video.
Araştırmalar, temel barınma ve gıda ihtiyaçları karşılanır karşılanmaz, ilave zenginliğin mutluluğa çok az şey kattığını gösteriyor.
- Studies show that once the basic needs of shelter and food are met, additional wealth adds very little to happiness.
Gösteri akşam saat yedide yayında olacak.
- The show will be on the air at 7 p.m.
Tom'un sana göstermek için bekleyemediği bir şeyi var.
- Tom has something he can't wait to show you.
Bu onun ne kadar dürüst olduğunu göstermek için hizmet vermektedir.
- This serves to show how honest she is.
Ah! Onu bana göster lütfen.
- Oh! Show it to me please.
Esperanto: Avrupa veya Asya dili denemesinde Claude Piron, Esperanto ve Çince arasındaki benzerliği gösterdi ve Esperanto'nun yalnızca Avrupa merkezli olduğunu ortaya koydu.
- In his essay Esperanto: European or Asiatic language Claude Piron has shown the similarities between Esperanto and Chinese, thereby putting to rest the notion that Esperanto is purely eurocentric.
Sergi salonumuz genç bayanlarca çok sevildi.
- Our showroom made a hit with young ladies.
Firmamızın sergi salonu bayanlar tarafından çok beğenildi.
- Our company's showroom was a hit with the ladies.
Tom bana bir sihirbazlık numarası gösterdi.
- Tom showed me a magic trick.
Bana bir sihir numarası daha gösterebilir misin?
- Can you show me another magic trick?
Onun sağlık taraması olumsuz sonuçlar göstermedi.
- Her health screening showed no negative results.
Tom'un biyopsi sonuçlarına göre, tümör kanserlidir.
- The results of Tom's biopsy show that the tumor is cancerous.
Bay Tsuji'nin TV şovunda söylediği şarkıya ne deniliyor?
- What is that song called that Mr. Tsuji was singing in the TV show?
Ugly Betty dünyadaki en popüler televizyon şovlarından biri.
- Ugly Betty is one of the most popular television shows in the world.
Ne yapabileceğini göstermen için bu büyük bir fırsat.
- This is a big opportunity for you to show what you can do.
Dün gece bir meteor yağmuru görmek için iyi bir fırsat sağladı.
- Last night provided a good opportunity to see a meteor shower.
O sadece kızların önünde gösteriş yapıyor.
- He's just showing off in front of the girls.
Her zaman sınıf arkadaşlarına gösteriş yapan türde bir çocuktu.
- He was the kind of kid who was always showing off to his classmates.
Tom bugün işe gelmedi.
- Tom didn't show up for work today.
O, işi için hiç gayret göstermedi.
- She shows no zeal for her work.
Bu TV programı çocuklara yöneliktir.
- This TV show is aimed at children.
En sevdiğim TV programı iptal edildi.
- My favorite TV show's been canceled.
Tom Mary'nin söylemek zorunda olduğu şeyi herhangi bir heyecan göstermeden dinledi.
- Tom listened to what Mary had to say without showing any emotion.
Size bir şey söylemek istiyorum.
- I want to show you something.
Teşhir vitrine bakmaktan vazgeçti.
- She stopped looking at the show window.
O, teşhir vitrinine göz attı.
- She looked in at the show window.
Arkadaşlarımdan biri yurt dışında aldığı bütün oyuncak bebekleri bana gösterdi.
- A friend of mine showed me all the dolls he had bought abroad.
Oyun programlarından hoşlanıyor musun?
- Do you like game shows?
Pasif içiciliğin çok zararlı olduğu Johnson'ın araştırmasında açıkça gösterilmektedir.
- It is clearly shown in Johnson's investigation that passive smoking is very harmful.
Şimdi, bu yardımcı önermenin nasıl ana önermemizi kanıtlamak için kullanılabileceğini gösteriyoruz.
- Now, we show how this lemma can be used to prove our main theorem.
O öğrendikleriyle ilgili asla bir gösteri yapmaz.
- He never makes a show of his learning.
Üç gün içinde duş yapmadım.
- I haven't taken a shower in three days.
Sizin için yeni olan birçok şeyi göstermeme izin verin.
- Let me show you many things which will be novel to you.
Pasaportunuzu göstermelisiniz.
- You must show your passport.
Gösteri bir başarıydı.
- The show was a success.
O ders sırasında akıllılığını göstermek istedi ama o başarısız oldu.
- She wanted to show off her cleverness during class, but she failed.
It was Apple's usual dog and pony show.
Let's catch a show.
television show.
dog show.
show of force.
The dog sounds ferocious but it's all show.
He played AA ball for years, but never made it to the show.
Your bald patch is starting to show.
... are prepared to do a great job and have shown incredible ...
... it in 1993. Congress gave us a billion dollars to dig a huge hole, a smaller version shown ...