Haber onu çok rahatsız etti.
- The news disturbed her greatly.
Gürültü, benim uykumu rahatsız etti.
- The noise disturbed my sleep.
Seni rahatsız ettiğim için üzgünüm.
- Sorry to have disturbed you.
Sizi rahatsız ettiysem üzgünüm.
- I am sorry if I disturbed you.