show; point out; mark, signify; imply; exhibit, reveal; suggest

Английский Язык - Турецкий язык

Определение show; point out; mark, signify; imply; exhibit, reveal; suggest в Английский Язык Турецкий язык словарь

Связанные Термины

indicate

{f} göstermek

Araştırmamız bu tür sonuçların bu yaş grubunda daha yaygın hale gelmekte olduğunu göstermektedir. - Our research indicates that such outcomes are becoming more common in this age group.

Onun soruları onun konuyu çok iyi anladığını göstermektedir. - Her questions indicate that she understands the subject very well.

indicate

{f} işaret etmek

indicate

{f} bildirmek

indicate

{f} gerektirmek

indicate

{f} çıtlatmak

indicate

(Sigorta) fiyat bildirmek

indicate

delalet etmek

indicate

göster

Ben arkadaşımın gösterdiği yönde gittim. - I went in the direction my friend indicated.

Sinyal gidecek yolu gösterir. - The sign indicates the way to go.

indicate

belirtisi olmak

indicate

belirtmek

indicate

sinyal vermek

indicate

belirt,göster

indicate

göstermek imlemek / göstermek

indicate

hastalığın cinsini veya ilâcını göstermek

indicate

hastadaki belirtileriyle

indicate

{f} işaret etmek, göstermek, imlemek

Английский Язык - Английский Язык

Определение show; point out; mark, signify; imply; exhibit, reveal; suggest в Английский Язык Английский Язык словарь

{f} indicate

Расстановка переносов

show; point out; mark, signify; imply; exhibit, reveal; sug·gest