Duyulmak için bağırmak zorunda kaldım.
- I had to shout in order to be heard.
Bağırmak istemiyorum.
- I don't want to shout.
Her ev diğerine bağırma mesafesindedir.
- Each house is within shouting distance of another.
Bağırmaktan sesleri kısıldı.
- They were all hoarse from shouting.
Sesinin çıktığı kadar bağırdı.
- He shouted at the top of his voice.
O yüksek sesle güvende olduğunu söyledi.
- She shouted that she was safe.
Bağırmaktan sesleri kısıldı.
- They were all hoarse from shouting.
Birinin bağırdığını duyduk.
- We heard somebody shout.
Man at the bar cos it was his shout.