Çince kısaca kendinizden bahsedin.
- Describe yourself shortly in Chinese.
Sekreter beni kısaca cevapladı.
- The secretary answered me shortly.
Tom az sonra geri dönecek.
- Tom will be back shortly.
Tom 2.30'dan az sonra buraya geldi.
- Tom got here shortly after 2:30.
Tom'un yakında döneceğini umuyorum.
- I expect Tom back shortly.
Yakında orada olacağım.
- I'll be there shortly.
Otobüs birazdan burada olur. Lütfen biraz bekleyin.
- The bus will be here shortly. Please wait a bit.
Birazdan tekrar yayında olacağız.
- We'll be back on air shortly.
Kısa bir hikaye yazmaya çalıştı.
- He tried writing a short story.
O,tepeye ulaşamayacak kadar çok kısadır
- She's too short to reach the top.
Tom 2.30'dan az sonra buraya geldi.
- Tom got here shortly after 2:30.
Tom Mary gittikten az sonra geldi.
- Tom arrived shortly after Mary left.
Tom karısının ölümünden hemen sonra yeniden evlendi.
- Tom remarried shortly after his wife's death.
Tom Mary gittikten hemen sonra evden ayrıldı.
- Tom left the house shortly after Mary left.
Saat beşten hemen önce eve vardı.
- He reached home shortly before five o'clock.
Tom şafaktan hemen önce balık tutmaya gitmek için ayrıldı.
- Tom left to go fishing shortly before dawn.
Tom eksikliklerinin farkında.
- Tom is aware of his shortcomings.
Eksikliklerimizin farkında olmalıyız.
- We should be conscious of our shortcomings.
Tom sadece bir şort giyiyor.
- Tom is only wearing a pair of shorts.
Onlar şort giyiyordu.
- They were wearing shorts.
Margaret'e kısaca Meg denir.
- Margaret is called Meg for short.
Çince kısaca kendinizden bahsedin.
- Describe yourself shortly in Chinese.
Tom eksikliklerinin farkında.
- Tom is aware of his shortcomings.
Eksikliklerimizin farkında olmalıyız.
- We should be conscious of our shortcomings.
Kısa devre yüzünden aniden karanlıktaydık.
- Because of a short circuit, we were suddenly in the dark.
Kahramanlık en kısa süren mesleklerden biridir.
- Heroing is one of the shortest-lived professions there is.
Elektrik prizine reçel döktüm ve bir kısa devre vardı.
- I spilled jam on the electric outlet and there was a short circuit.
Kısa devre yüzünden aniden karanlıktaydık.
- Because of a short circuit, we were suddenly in the dark.
O iki oğlanın kısa boylusudur.
- He is the shorter of the two boys.
Çin'de, 1,1 metreden daha kısa boylu çocukların trenle seyahat için bir bilet satın almaları gerekmez.
- In China, children shorter than 1.1m don't need to buy a ticket to travel by train.
İnsan ırkının en büyük eksikliği üstel işlevi anlamak için bizim yetersizliğimizdir.
- The greatest shortcoming of the human race is our inability to understand the exponential function.
Bizim su kaynağımız çok yetersiz.
- Our water supply is very short.
O her zaman parasızdır.
- He's always short of money.
Bugünlerde herkes parasız gibi görünüyor.
- Everyone seems to be short of money these days.
Kestirme bir yol bulmak için haritaya baktılar.
- They studied the map to find a short cut.
Ben bahçenin içinden kestirmeden gideceğim.
- I'll take a shortcut across the garden.
Kocam gözle görülür derecede kısa kolları olan şişman ve bodur biridir.
- My husband is broad-shouldered, with distinctly short arms.
Kısa bir ziyaretten sonra birdenbire ayağa kalktı ve ayrıldığını söyledi.
- After a short visit, he suddenly stood up and said he was leaving.
Kısa bir ziyaretten sonra birdenbire ayağa kalktı ve ayrıldığını söyledi.
- After a short visit, he suddenly stood up and said he was leaving.
Olası şüphelilerin kıtlığı yok.
- There's no shortage of possible suspects.
Son zamanlardaki kahve kıtlığı birçok sorunu da beraberinde getirdi.
- The recent coffee shortage brought about many problems.
Tinder'deki birçok kişi sadece kısa vadeli bir ilişki arıyor.
- Many people on Tinder are just looking for a short-term relationship.
Kısa vadeli sözleşmeli personel haber vermeden işten çıkarıldı.
- The short term contract employees were dismissed without notice.
Ben zehir yerine darağacını seçersem, ölmeden önce kısa bir süre için acı çekeceğim.
- If I choose the gallows instead of the poison, I'll suffer for a shorter amount of time before dying.
Olası yan etkiler arasında bulanık görme ve nefes darlığı bulunmaktadır.
- Possible side effects include blurred vision and shortness of breath.
Hikayeyi özetlersek, o, ilk aşkı ile evlendi.
- To make a long story short, he married his first love.
Konuşmasını özet şeklinde parçalara ayırdı.
- She took down the speech in shorthand.
Jones smashes a grounder between third and short.
We went short most finance companies in July.
This is the third time I've caught them shorting us.
The cashier came up short ten dollars on his morning shift.
They had to stop short to avoid hitting the dog in the street.
He closed out his short at a modest loss after three months.
The recent developments at work caught them short.
The market decline was terrible, but the shorts were buying champagne.
His speech fell short of what was expected.
He cut me short repeatedly in the meeting.
Our meeting was a short six minutes today. Every day for the past month it's been at least twenty minutes long.
I'm short General Motors because I think their sales are plunging.
The boss got a message and cut the meeting short.
“Phone” is short for “telephone” and asap short for as soon as possible.
... from the National Security staff. I'm Macon Phillips, and we'll shortly be joined by Brian ...
... lot more details coming on these shortly. But we wanted to show you a quick preview, ...