O, tekellere karşıydı.
- He was opposed to monopolies.
Mağazamız bu üründe tekel olmuş durumda.
- Our store has a monopoly on this item.
O, şiiri monoton bir şekilde okudu.
- He read the poem in a monotone.
O bir silindir şapka ve bir tek gözlük taktı.
- He wore a top hat and a monocle.