Bu sefer onu yapamam.
- I can't make it this time.
Tom bu sefer doları yene çevirmemenin daha iyi olacağını düşünüyor.
- Tom thinks it would be better not to change dollars into yen at this time.
Bu kez Tom'a yardım edip edemeyeceğimizi bilmiyorum.
- I don't know if we can help Tom this time.
Bu kez cezadan kaçamazsın.
- This time, you won't escape punishment.
Bu defa sonuçları aldı.
- This time, he got results.
Bu defa gitmesine izin vereceğim.
- I'll let it go this time.
O zaman, Meksika henüz İspanya'dan bağımsız değildi.
- At that time, Mexico was not yet independent of Spain.
O zamana kadar çoktan ayrılmış olacağım.
- By that time I'll have already left.
this time last year.