Üstüme bir ürperti geldi.
- A shiver ran down my spine.
O beni öptüğünde bir ürpertinin omurgamdan aşağı indiğini hissettim.
- When he kissed me, I felt a shiver run down my spine.
Mary ince bluzunun içinde titremeye başladı.
- Mary began to shiver in her thin blouse.
Tom titremeye başladı.
- Tom started shivering.
Dışarıya çıkınca soğuktan tir tir titredim.
- I shivered with cold when I went outside.
Bir yılanı sadece düşünmek beni titretiyor.
- The mere thought of a snake makes me shiver.
he found a plaster bust of Napoleon, which stood with several other works of art upon the counter, lying shivered into fragments.
A shiver went up my spine.