Bana bankaya giden yolu gösterir misiniz?
- Will you show me the way to the bank?
Bana bu haritada gösterirmisiniz, lütfen?
- Will you show me on this map, please?
Tom sınıfa göstermek için bazı resimler getirdi.
- Tom brought some pictures to show the class.
Bu onun ne kadar dürüst olduğunu göstermek için hizmet vermektedir.
- This serves to show how honest she is.
Esperanto: Avrupa veya Asya dili denemesinde Claude Piron, Esperanto ve Çince arasındaki benzerliği gösterdi ve Esperanto'nun yalnızca Avrupa merkezli olduğunu ortaya koydu.
- In his essay Esperanto: European or Asiatic language Claude Piron has shown the similarities between Esperanto and Chinese, thereby putting to rest the notion that Esperanto is purely eurocentric.
Ona kendi odamı gösterdim.
- I showed her my room.
Çiçek sergisinde güllerini sergileyeceğim.
- I'm going to exhibit my roses at the flower show.
Firmamızın sergi salonu bayanlar tarafından çok beğenildi.
- Our company's showroom was a hit with the ladies.
Bana bir sihir numarası daha gösterebilir misin?
- Can you show me another magic trick?
Tom bana bir sihirbazlık numarası gösterdi.
- Tom showed me a magic trick.
Tom'un biyopsi sonuçlarına göre, tümör iyi huyludur.
- The results of Tom's biopsy show that the tumor is benign.
Onun sağlık taraması olumsuz sonuçlar göstermedi.
- Her health screening showed no negative results.
O, tarafsız ve ön yargısız olmanın şovunu yapar fakat sanırım o sadece kendi fikri olmayan bir adam.
- He puts on a show of being impartial and unbiased, but I think he's just a guy with no opinion of his own.
Ugly Betty dünyadaki en popüler televizyon şovlarından biri.
- Ugly Betty is one of the most popular television shows in the world.
Dün gece bir meteor yağmuru görmek için iyi bir fırsat sağladı.
- Last night provided a good opportunity to see a meteor shower.
Bunun yeteneklerini göstermek için iyi bir fırsat olduğunu düşünmüyor musunuz?
- Don't you think this is a good opportunity to show off your talents?
Her zaman sınıf arkadaşlarına gösteriş yapan türde bir çocuktu.
- He was the kind of kid who was always showing off to his classmates.
O sadece kızların önünde gösteriş yapıyor.
- He's just showing off in front of the girls.
İşe geri dönmeden önce sıcak bir duş istiyorum.
- I want a hot shower before I go back to work.
O, işi için hiç gayret göstermedi.
- She shows no zeal for her work.
Hangi TV programı en çok seversiniz?
- Which TV show do you like the most?
Sami bu çocuk TV programını sever.
- Sami loves this children's TV show.
Tom duşta şarkı söylemekten hoşlanır.
- Tom likes to sing in the shower.
Size bir şey söylemek istiyorum.
- I want to show you something.
Teşhir vitrine bakmaktan vazgeçti.
- She stopped looking at the show window.
O, teşhir vitrinine göz attı.
- She looked in at the show window.
Oyun programlarından hoşlanıyor musun?
- Do you like game shows?
Bu oyunun nasıl oynandığını sana göstereceğim.
- I'll show you how this game is played.
Pasif içiciliğin çok zararlı olduğu Johnson'ın araştırmasında açıkça gösterilmektedir.
- It is clearly shown in Johnson's investigation that passive smoking is very harmful.
Şimdi, bu yardımcı önermenin nasıl ana önermemizi kanıtlamak için kullanılabileceğini gösteriyoruz.
- Now, we show how this lemma can be used to prove our main theorem.
O, muhtemelen insanların gerçekten protesto yapmak yerine sadece boy göstermek için gösterilere gittiklerini kastediyordu.
- He probably meant that people go to demonstrations just to show up instead of actually protesting.
Tom dün pratik yapmak için geç geldi.
- Tom showed up late to practice yesterday.
Pasaportunuzu göstermelisiniz.
- You must show your passport.
Herkes bir aydır, ve herhangi birine asla göstermeyeceği karanlık bir tarafı vardır.
- Everyone is a moon, and has a dark side which he never shows to anybody.
O ders sırasında akıllılığını göstermek istedi ama o başarısız oldu.
- She wanted to show off her cleverness during class, but she failed.
Gösteri bir başarıydı.
- The show was a success.
As I travelled the signposts shew me the way.
It was Apple's usual dog and pony show.
Let's catch a show.
television show.
dog show.
show of force.
The dog sounds ferocious but it's all show.
He played AA ball for years, but never made it to the show.
Your bald patch is starting to show.