Katılanlar hakkında heyecanlıyım.
- I'm excited about participating.
Korkarım ki seni hayal kırıklığına uğratmak zorunda kalacağım. Canım bu tartışmaya katılmak istemiyor
- I'm afraid I'll have to disappoint you. I don't feel like participating in this discussion.
Bacağı onun tenis turnuvasına katılmasını engelleyecek.
- His leg will prevent him from participating in a tennis tournament.