Bulut, ayı biçimindeydi.
- The cloud was in the shape of a bear.
Kazlar V biçiminde uçarlar.
- Geese fly in a V shape.
Hayatım karanlık ve şekilsiz bir cehenneme döndü.
- My life turned into a dark and shapeless living hell.
Eski ev kötü bir şekildeydi.
- The old house was in bad shape.
Kedilerin şekil değiştirebildikleri söylenilmektedir.
- It is said that cats can change shape.
Siz benden daha çok formdasınız.
- You're in better shape than I am.
Şu an formda değilim.
- I'm not in good shape now.
Gecenin ortasında uyandım ve yatağımda garip, korkunç bir hayalet gördüm.
- I woke up in the middle of the night and saw a strange, scary shape on my bed.
Müzik öfkeye ses, eğlenceye şekil verir.
- Music gives sound to fury, shape to joy.
Diş etleriniz kötü durumda.
- Your gums are in bad shape.
Tom bugünlerde kötü durumda.
- Tom is in bad shape these days.
Gecenin ortasında uyandım ve yatağımda garip, korkunç bir hayalet gördüm.
- I woke up in the middle of the night and saw a strange, scary shape on my bed.
Dil, düşündüğümüz şeyi şekillendirme gücüne sahiptir.
- Language has the power to shape the way we think.
Siyasi sistemimiz feodal gelenekler tarafından şekillendirilmişti.
- Our political system was shaped by feudal traditions.
The professor never pretended to the academic prerogative of forcing his students into his own channels of reasoning; he entered into and helped shape the discussion but above all he made his men learn to think for themselves and rely upon their own intellectual judgments.
The used bookshop wouldn't offer much due to the poor shape of the book.
He cut a square shape out of the cake.
We exercise to keep in good physical shape.