Hayatım karanlık ve şekilsiz bir cehenneme döndü.
- My life turned into a dark and shapeless living hell.
Bir kutunun biçimi genellikle karedir.
- The shape of a box is usually square.
İşler biçimlenmeye başlıyor.
- Things are starting to take shape.
Eski ev kötü bir şekildeydi.
- The old house was in bad shape.
Modern köprüler şekil olarak benzer.
- Modern bridges are similar in shape.
Tom nasıl formda kalacağını gerçekten biliyor.
- Tom really knows how to stay in shape.
Formda kalmak için ne yaparsın.
- What do you do to stay in shape?
Gecenin ortasında uyandım ve yatağımda garip, korkunç bir hayalet gördüm.
- I woke up in the middle of the night and saw a strange, scary shape on my bed.
Müzik öfkeye ses, eğlenceye şekil verir.
- Music gives sound to fury, shape to joy.
Diş etleriniz kötü durumda.
- Your gums are in bad shape.
O gerçekten iyi durumda.
- He's really in good shape.
Gecenin ortasında uyandım ve yatağımda garip, korkunç bir hayalet gördüm.
- I woke up in the middle of the night and saw a strange, scary shape on my bed.
Siyasi sistemimiz feodal gelenekler tarafından şekillendirilmişti.
- Our political system was shaped by feudal traditions.
Bu kitaplar kültürümüzü tanımlamış ve şekillendirmiştir.
- These books have defined and shaped our culture.
The professor never pretended to the academic prerogative of forcing his students into his own channels of reasoning; he entered into and helped shape the discussion but above all he made his men learn to think for themselves and rely upon their own intellectual judgments.
The used bookshop wouldn't offer much due to the poor shape of the book.
He cut a square shape out of the cake.
We exercise to keep in good physical shape.