Fakir olmayı zengin olmaya tercih ederim.
- I prefer being poor to being rich.
Zenginlerin fakirler kadar sorunu vardır.
- The rich have trouble as well as the poor.
O, yoksul insanlar için pek çok şey yaptı.
- He has done many things for poor people.
O, yoksullara yardım eli uzattı.
- He held out a helping hand to the poor.
Olağandışı düşük ısılar bu yıl düşük kaliteli pirinç hasatından sorumlu tutulmaktadır.
- Unusually low temperatures account for the poor rice crop this year.
Verimsiz bir pirinç hasadı başımızı belaya sokacaktır.
- A poor rice harvest will get us into real trouble.
Yoksul bir adamın oğlu olan Dan, bir üniversite eğitiminin hayalini kuruyordu.
- Dan, the son of a poor man, dreamed of a university education.
Here man! that's pure shan that like.
Shall we go to the films this afternoon? No we shan't.