sezgiyle

listen to the pronunciation of sezgiyle
Турецкий язык - Английский Язык
intuitively
sentiently
sezgi
intuition

You should listen to your intuition. - Sezgini dinlemelisin.

Woman's intuition is clearly a valuable trait. - Kadının sezgisi açıkça değerli bir özelliktir.

sezgi
discernment
sezgi
{i} acumen

It is obvious to me that he has no political acumen at all. - Benim için, onun hiçbir siyasi sezgisinin olmadığı açıktır.

sezgi
feeling

I have a gut feeling that Tom won't pass the test. - Tom'un sınavı geçmeyeceğine dair içgüdüsel bir sezgim var.

I have a bad feeling about that. - Bunun hakkında kötü bir sezgim var.

sezgi
flair
sezgi
providence
sezgi
intuitiveness
sezgi
intrusion
sezgi
feel

I have a gut feeling that Tom won't pass the test. - Tom'un sınavı geçmeyeceğine dair içgüdüsel bir sezgim var.

I have a bad feeling about that. - Bunun hakkında kötü bir sezgim var.

sezgi
perception
sezgi
sentience
sezgi
instinct

Don't you trust your instincts? - Sezgilerine güvenmiyor musun?

Your instincts are wrong. - Senin sezgilerin yanlış.

sezgi
sense
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение sezgiyle в Турецкий язык Турецкий язык словарь

sezgi
Sezme yeteneği, feraset: "Kaynana, yaman halk kadını sezgisi ile teşhisi koymuştur."- H. Taner
Sezgi
sezi
sezgi
Sezme yeteneği, feraset
sezgi
Sezme gücü yerinde olan kimse
sezgi
Gerçeğin deneye veya akla vurmadan, doğrudan doğruya kavranması
sezgi
Gerçeğin deneye veya akla vurmadan doğrudan doğruya kavranması
sezgiyle
Избранное