Şimdi onunla telefondayım.
- I'm on the phone with him now.
Şu anda telefondayım.
- I'm on the phone right now.
Bu bekçiye bir rüşvettir.
- It's a sop to Cerberus.
Bu, kongre için bir sus payı.
- It's a sop to Congress.
Ona telefonla ulaşamadım.
- I couldn't get him on the phone.
Onu çağırdığım zaman telefonla konuşuyordu.
- When I called on him, he was talking on the phone.
John müşterisi ile telefonda konuştu.
- John talked with his customer on the phone.
Tom bir saattir telefonda konuşuyor.
- Tom has been talking on the phone for an hour.