sevi̇ş

listen to the pronunciation of sevi̇ş
Турецкий язык - Английский Язык

Определение sevi̇ş в Турецкий язык Английский Язык словарь

seviş
love

It is said that Caligula made love to his own sister. - Caligula'nın kendi kız kardeşiyle seviştiği söyleniyor.

To make love is the world's most delicious thing. - Sevişmek dünyanın en lezzetli şeyidir.

sev
{f} love

I love living with you. - Sizinle yaşamayı seviyorum.

I don't love you anymore. - Artık seni sevmiyorum.

sev
{f} loved

All our teachers were young and loved teaching. - Tüm öğretmenler gençtiler ve öğretmeyi sevdiler.

If you want to be loved, love! - Eğer sevilmek istiyorsan, sev!

sev
{f} loving

There is more pleasure in loving than in being loved. - Sevmekte sevilmekten daha fazla zevk vardır.

One of the greatest secrets of happiness is moderating your wishes and loving what you already have. - Mutluluğun en büyük sırlarından biri isteklerini azaltmak ve önceden sahip olduklarını sevmektir.

sev
relish
Турецкий язык - Турецкий язык
(Osmanlı Dönemi) Misafire yemek ve azık vermek
seviş
Sevmek işi veya biçimi
seviş
Sevme işi veya biçimi