sevgili

listen to the pronunciation of sevgili
Турецкий язык - Английский Язык
darling

Do you want some breakfast, darling? - Biraz kahvaltı ister misin, sevgilim?

What are you doing, darling? - Ne yapıyorsun, sevgilim?

beloved

Let my beloved come into his garden, and eat the fruit of his apple trees. - Benim sevgilim bahçesine gelsin ve elma ağaçlarının meyvesini yesin.

His wife died leaving behind their two beloved children. - Karısı iki sevgili çocuğunu arkasında bırakarak öldü.

dear

I was aided by a dear friend. - Sevgili bir arkadaşım tarafından desteklendim.

My dear, maybe you are hiding something from me! - Sevgilim, belki benden bir şey saklıyorsun.

sweetheart

I married my high school sweetheart. - Lise sevgilimle evlendim.

I call my sweetheart darling. - Ben canım sevgilimi ararım.

lover

I can think of him as a very good friend, but I can't think of him as a lover. - Onu çok iyi bir arkadaş olarak düşünebilirim fakat onu bir sevgili olarak düşünemem.

My lover doesn't love me. - Sevgilim beni sevmiyor.

girlfriend

Mary thinks that she's Tom's girlfriend, but for Tom, she's just a friend. - Mary Tom'un sevgilisi olduğunu düşünüyor ama Tom için o sadece bir arkadaş.

Priscilla Chan is the girlfriend of Mark Zuckerberg. - Priscilla Chan, Mark Zuckerberg'in sevgilisidir.

pet

You're the teacher's pet. - Sen öğretmenin sevgilisisin.

boyfriend

She's got a Turkish boyfriend. - Onun Türk bir sevgilisi var.

I'm angry with my boyfriend for forgetting about Valentine's Day. - Sevgililer Gününü unuttuğu için erkek arkadaşıma kızgınım.

significant other

My significant other works at a language school and loves it very much. - Benim sevgilim bir dil okulunda çalışıyor ve onu çok seviyor.

truelove
precious
lass
sweetie
sweet

We were high school sweethearts. - Biz lise sevgilileriydik.

Tom's suffering from the absence of his sweetheart Mary. - Tom sevgilisi Mary'in yokluğundan dolayı acı çekiyor.

queen
lady

I am not a Polish detective, dear lady. I am an international detective. - Sevgili bayan, ben Polonyalı bir dedektif değilim. Ben uluslararası bir dedektifim.

(Argo) mellow
cuddly
dulcinea
well-beloved
pigsney
love

My lover doesn't love me. - Sevgilim beni sevmiyor.

I love you, dear sister. - Sevgili kız kardeşim, seni seviyorum.

girl

Priscilla Chan is the girlfriend of Mark Zuckerberg. - Priscilla Chan, Mark Zuckerberg'in sevgilisidir.

To tell the truth, she is my girlfriend. - Gerçeği anlatmak gerekirse o benim sevgilim.

well beloved
doxy
beau

Translations are like lovers- the beautiful ones are never faithful, and the faithful ones are never beautiful. - Çeviriler sevgililer gibidir.Güzel olanlar sadık değildir ve sadık olanlar güzel değildir.

inamorato
favorite
paramour
fancy man
steady
Dear ..., (used as the salutation of a friendly letter)
duckie
duck
fellow
Jill
gill
(one's) beloved, sweetheart
beloved, dear, darling
ducky
feller
ladylove
lover, darling, sweetheart, love; girlfriend, girl; boyfriend; dear, beloved
sweety
loved

Wish all my friends and loved one Happy New Year. - Bütün arkadaşlarıma ve sevgilime Mutlu Yıllar diliyorum.

favourite [Brit.]
deary
dearie
dove
inamorata
flame
concubine
gallant
lovely

And I must thank my lovely wife, Kate, who was behind me every step of the way. - Ve yolun her adımında benim arkamda olan sevgili karım Kate'e teşekkür etmeliyim.

valentine

Tom asked Mary if she was free on Valentine's Day. - Tom Mary'ye Sevgililer Günü'nde boş olup olmadığını sordu.

Tom and Mary are talking about what they'll do on Valentine's Day. - Tom ve Mary Sevgililer Günü'nde ne yapacakları hakkında konuşuyor.

dearling
my beloved
girlfriends
true love
favourite
dearest

They are our dearest friends. - Onlar bizim en sevgili arkadaşlarımız.

moll
leman
sevgili arkadaşım
dear friend
sevgili günlük
dear dairy
sevgili günlük
dear diary
sevgili edinmek
take lover
sevgili olarak
darlingly
sevgili olarak
fellowly
sevgili olmak
be lover
sevgili olmak
become lover
sevgililer
sweet hearts
eski sevgili
old flame
uzatmalı sevgili
steady
yaşlı ve zengin sevgili
sugar daddy
zina davasına çıkan sevgili
co respondent
Турецкий язык - Турецкий язык
Sevgi ve bağlılık duyulan: "Millet yoludur, hak yoludur tuttuğumuz yol / Ey hak, yaşa; ey sevgili millet, yaşa var ol."- T. Fikret
Sevgi ve bağlılık duyulan
Sevilen ve âşık olunan kimse, dost, yâr
emre
yavuklu
manita
efuli
mühür gözlü
canan
can gözdesi
dava
servi boylu
Sevgililer
(Osmanlı Dönemi) ASNIM
uzatmalı sevgili
Evlenmeğe karar veremeyip çok uzun süre sevgili olarak kalan (kimse)
sevgili
Избранное