Resmin tahmini değeri birkaç milyon dolar.
- The value of the painting was estimated at several million dollars.
Onu yazmak birkaç saatimi aldı.
- It took me several hours to write it.
Kelimenin değişik anlamları vardır.
- The word has several meanings.
Şehir hayatının farklı avantajları var.
- There are several advantages to city life.
Tom farklı olasılıkları düşünüyor.
- Tom is considering several possibilities.
Bir takım hataların birleşimi kazaya neden oldu.
- A combination of several mistakes led to the accident.
Son fırtınada bir takım evler hasar gördü.
- Several houses were damaged in the last storm.
Birtakım nüfuz sahibi arkadaşlarım var.
- I have a number of influential friends.
Tom, kendi veda yemeğinde birtakım müstehcen espriler yaptı ve bazı meslektaşları bundan rencide oldu.
- Tom told a number of off-colour jokes at his farewell dinner, and some of his colleagues were offended.
Birçok siyasetçi komite üzerine güçlü bir baskı uygulamıştır.
- Several politicians exerted strong pressure on the committee.
Bugün Almanya'da, Pazartesi günü kundaklamada üç Türk'ün öldürüldüğü Hamburg'un yakınında bir yer de dahil birçok şehirde şiddet karşıtı mitingler gerçekleşti.
- In Germany today, anti-violence rallies took place in several cities, including one near Hamburg where three Turks were killed in an arson attack on Monday.
Çok sayıda şirket sözleşmeyi kazanmak için yarışıyor.
- Several companies are competing to gain the contract.
Depremi çok sayıda hafif şoklar izledi.
- Several slight shocks followed the earthquake.
Bugün birkaç öğrenci eksik.
- A number of students are absent today.
Birkaç arkadaş onu uğurladılar.
- A number of friends saw him off.
Tom birkaç dili akıcı olarak konuşur fakat onun işi gereği, o sadece kendi ana diline çeviri yapar.
- Tom speaks several languages fluently, but for his job, he only translates into his native language.
Birkaç gündür kendinde değildi.
- He was unconscious for several days.
Ben çeşitli vesilelerle Chuck's Diner'da yemek yedim.
- I have eaten at Chuck's Diner on several occasions.
Hastalık çeşitli şekillerde yayıldı.
- The disease spread in several ways.
Fadıl, Leyla'dan bir dizi mektup aldı.
- Fadil received a number of letters from Layla.
O, bir dizi heyecanlı dedektif hikâyesi yazdı.
- He has written a number of exciting detective stories.
Birtakım Avrupa ülkelerinde geçerli para birimi avrodur. Simgesi € şeklindedir. Bir avro yaklaşık iki Türk lirası değerindedir.
- In several European countries, the current currency is the euro. Its symbol is €. One euro is worth about two Turkish lira.
Meclis üyesi bir miktar tartışmalı önerge sundu.
- The councilor tabled a number of controversial motions.
Bir miktar kitap çalındı.
- A number of books were stolen.
Jim Anne'e birkaç kez çıkma teklif etti.
- Jim has asked Anne out several times.
Kelimeyi onun için birkaç kez tekrar ettim.
- I repeated the word several times for her.
I spoke with a number of them about it.
Several people were present when the event took place.
... We're very fortunate today to be joined by several of our members ...
... several of them in poor, rural areas. ...