I love living with you.
- Sizinle yaşamayı seviyorum.
I don't love you anymore.
- Artık seni sevmiyorum.
Ken's father loved Ken all the more because he was his only son.
- Baba Ken'i haydi haydi severdi,çünkü onun tek oğluydu.
All our teachers were young and loved teaching.
- Tüm öğretmenler gençtiler ve öğretmeyi sevdiler.
I can't imagine loving anybody as much as Tom seems to love Mary.
- Tom'un Mary'yi seviyor göründüğü kadar çok birini sevmeyi düşünemiyorum.
There is more pleasure in loving than in being loved.
- Sevmekte sevilmekten daha fazla zevk vardır.