Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

settled by consent, fixed

listen to the pronunciation of settled by consent, fixed
Английский Язык - Турецкий язык

Определение settled by consent, fixed в Английский Язык Турецкий язык словарь

agreed
mutabık

Amerikalıların çoğu Başkan Wilson ile mutabık kalmıştı. - Most Americans agreed with President Wilson.

Biz indirim oranı üzerinde mutabık kaldık. - We have agreed on the rate of discount.

agreed
anlaşmış

Tom ve ben her konuda anlaşmıştık. - Tom and I agreed on everything.

agreed
{s} kararlaştırılmış
agreed
kabul

Birlikte çalışmayı kabul ettiler. - They agreed to work together.

Projede birlikte çalışmayı kabul ettiler. - They agreed to work together on the project.

agreed
hemfikir

Öyleyse hepimiz hemfikiriz. - We're all agreed then.

Hiç kimse onunla hemfikir değildi. - No one agreed with him.

agreed
tamam
agreed
hay hay
agreed
{f} kabul et

Kızın ebeveynleri onun ricasını kabul etti. - The girl's parents agreed to her request.

Başkan Roosevelt yardım etmeyi kabul etti. - President Roosevelt agreed to help.

agreed
anlaştık

Biz erken başlamak için anlaştık. - We agreed to start early.

Bir fiyat üzerinde anlaştık. - We agreed on a price.

agreed
{s} birlikte alınmış
agreed
kararlaştırılmış olan
agreed
{s} anlaşmaya varılmış
agreed
olur
agreed
{s} ortak (karar)
agreed
oldu

Tom ve Mary olay hakkında hiç konuşmamakta hemfikir oldular. - Tom and Mary agreed never to talk about the incident.

Mary kendisiyle aynı görüşte olduğu için Tom memnundu. - Tom was glad that Mary agreed with him.

agreed
{s} aynı fikirde olan
Английский Язык - Английский Язык
{a} agreed