O taburcu edilmek üzere.
- She's about to be discharged.
Bugün hastaneden taburcu oldum.
- I was discharged from hospital today.
Rehineler yarın serbest bırakılmış olacak.
- The hostages will be released tomorrow.
Tutuklu erkenden serbest bırakılmasını istedi.
- The prisoner asked to be released early.
Onlar mahkûmu serbest bıraktılar.
- They released the prisoner.
Mary yıllarca Tom'un hapisaneden çıkmasını bekledi ve sonunda o serbest bırakıldığında çok mutlu oldu.
- Mary waited years for Tom to get out of prison and was very happy when he finally got released.
Tom geçen ay cezaevinden serbest bırakıldı.
- Tom was released from prison last month.
Bir atık su arıtma tesisi şehrin su kaynağının içine zehirli kimyasallar boşalttı.
- A sewage treatment plant discharged toxic chemicals into the town's water supply.