Tom doesn't know how to be quiet.
- Tom nasıl sessiz olacağını bilmiyor.
Tom told Mary to be quiet.
- Tom Mary'ye sessiz olmasını söyledi.
Be silent in the library, boys.
- Gençler, kütüphanede sessiz olun.
He didn't have the right to be silent.
- Onun sessiz olma hakkı yoktu.