The secret service guards him against attack.
- Gizli servis onu saldırıya karşı koruyor.
I'm not satisfied with the restaurant's service.
- Ben restoranın servisinden memnun değilim.
What kinds of meat dishes do you serve?
- Ne çeşit et yemeklerini servis yapıyorsunuz?
It is now dinner time, and flight attendants begin to serve dinner.
- Şimdi akşam yemeği zamanı, ve uçuş görevlileri akşam yemeğini servis etmeye başlarlar.
The patient was transferred to the cardiology ward.
- Hasta, kardiyoloji servisine nakledildi.
If I'm away from home for a period of time, I will stop mail delivery.
- Eğer bir süre evden uzak olursam, posta servisini bırakacağım.
I had my car filled up at the service station at the corner.
- Köşedeki servis istasyonunda arabama yakıt doldurttum.
I usually gas up the car at this service station.
- Ben, genellikle bu servis istasyonunda arabaya benzin alırım.
Tom was a school bus driver before he became a taxi driver.
- Tom taksici olmadan önce okul servisinde şoförlük yapıyordu.
Would you like another serving?
- Başka servis ister misiniz?
I've got two cars, but they're both out of service.
- Benim iki arabam var ama onların ikisi de servis dışı.
Tom made enough soup to serve twenty people.
- Tom yirmi kişiye servis etmek için yeterli çorba yaptı.
This Indian restaurant only serves vegetarian food.
- Bu Hint restoranı sadece vejetaryen yemekleri servis etmektedir.
Are there any detours up ahead?
- Orada hiç servis yolu var mı?
When he got into the emergency department, they said he just imagined everything.
- O, acil servise vardığında onlar her şeyi düşündüğünü söyledi.
Where should I go to be admitted into the emergency room?
- Acil servise kabul edilmek için nereye gitmeliyim?
I had to go to the emergency room.
- Acil servise gitmem gerekti.
I had to go to the emergency room.
- Acil servise gitmem gerekti.
Tom has been taken to the emergency room.
- Tom acil servise götürüldü.
The secret service guards him against attack.
- Gizli servis onu saldırıya karşı koruyor.