serbest bırakılmış

listen to the pronunciation of serbest bırakılmış
Турецкий язык - Английский Язык
freed
released

The hostages will be released tomorrow. - Rehineler yarın serbest bırakılmış olacak.

unchecked
serbest bırak
{f} free

Lincoln set the slaves free. - Lincoln köleleri serbest bıraktı.

Lincoln agreed that all slaves should be freed. - Lincoln bütün kölelerin serbest bırakılmasını kabul etti.

serbest bırak
liberate
serbest bırak
emancipate
serbest bırak
{f} released

The prisoner asked to be released early. - Tutuklu erkenden serbest bırakılmasını istedi.

Tom was released from prison last month. - Tom geçen ay cezaevinden serbest bırakıldı.

serbest bırak
set free

The prisoner was set free yesterday. - Tutuklu dün serbest bırakıldı.

Sooner or later, the hostages will be set free. - Er ya da geç, rehineler serbest bırakılacak.

serbest bırak
deallocate
serbest bırak
{f} release

Iran balks at release of American woman. - İran Amerikalı kadının serbest bırakılmasına karşı çıkıyor.

Don't release that dog. - O köpeği serbest bırakmayın.

serbest bırak
let go

Tom refused to let go. - Tom serbest bırakmayı reddetti.

serbest bırak
{f} liberated
serbest bırak
{f} emancipated
serbest bırak
make free
serbest bırak
setfree
serbest bırakılmış
Избранное