And if I lose thy love, I lose my all.
- Ve senin aşkını kaybedersem her şeyimi kaybederim.
The notebook is not yours. It's his.
- Defter senin değil, onundur.
My opinion is similar to yours.
- Benim görüşüm seninkine benzer.
He has a son of your age.
- Senin yaşında bir oğlu var.
It is stupid of you to lend him your money.
- Paranı ona ödünç vermek senin aptallığın.
Was Ms. Kato your teacher last year?
- Geçen yıl Bayan Kato senin öğretmenin miydi?
Is this your first visit to Japan?
- Bu senin Japonya'ya ilk ziyaretin mi?
If it hadn't been for you, he would still be alive.
- Sen olmasaydın, o hâlâ hayatta olacaktı.
I no longer love you.
- Artık seni sevmiyorum.
Shall I cook dinner for you?
- Senin için akşam yemeği pişireyim mi?
Here is a letter for you.
- İşte senin için bir mektup.
senin de hayırlı olsun.
senin gibi birini istiyorum.
I've been looking for a girl like you.
- Senin gibi bir kız arıyorum.
I wish I had a friend like you.
- Keşke senin gibi bir arkadaşım olsa.
çamaşır makinesi senin olsun.
You can buy it for a thousand yen or so.
- Sen onu yaklaşık bin yene alabilirsin.
I thought you wouldn't come.
- Senin gelmeyeceğini düşündüm.
Are you Chinese or Japanese?
- Sen Çinli misin yoksa Japon musun?
Are you completely through with your homework?
- Sen tamamen ödevlerin aracılığıyla mısın?
Hear all, see all, say nowt. Ate all, sup all, pay nowt. An if ever tha does anythin for nowt, mek sure tha does it for tha sen..