Tom'un sağlık giderlerini karşılamak için arabasını satmak zorunda kaldığından şüpheliyim.
- I doubt that Tom had to sell his car in order to raise money for medical expenses.
Biz binayı satmak zorunda kaldık çünkü onu zararda işlettik.
- We had to sell the building because for years we operated it in the red.
Arabayı satmaya karar verdi.
- He decided to sell the car.
Ben çevrimiçi giysi satarım.
- I sell clothing online.
Oyuncak satıcısı çok samimiydi.
- The toy seller was very friendly.
O oyuncak çok satılıyor.
- That toy is selling like hot cakes.
Sahibi evini satmak için ikna etmek zor olacak.
- It will be hard to convince the owner to sell his house.
Tom'u evini satmak için ikna etmek zor olacak.
- It'll be hard to convince Tom to sell his house.
O kolay bir satış değildi.
- It wasn't an easy sell.
Onlar sadece kitap satışıyla ilgileniyordu.
- They were only interested in selling books.
This is going to be a tough sell.
My boss is very old-fashioned and I'm having a lot of trouble selling the idea of working at home occasionally.
This old stock will never sell.
I don't know what she was selling when she pretended she liked him.