In case you see him, give him my regards.
- Onu görürsen, ona selamlarımı ilet.
Please give my regards to your family.
- Lütfen ailenize selamlarımı yollayın.
Greetings from Brazil!
- Brezilya'dan selamlar!
Greetings from Cornwall!
- Cornwall'dan selamlar!
I give greetings to everyone.
- Ben herkese selam veriyorum.
Greetings, old friend!
- Selam, eski arkadaşım!
In case you see him, please say hello to him for me.
- Onu görürsen, lütfen benim için ona selam söyle.
Hi. How are you doing?
- Selam. Nasıl gidiyor?
Please say hello to Tom for me.
- Lütfen Tom'a benim için selam söyle.
In case you see him, please say hello to him for me.
- Onu görürsen, lütfen benim için ona selam söyle.
Give my regards to him.
- Ona selamlarımı gönder.
My father gives you his regards.
- Babam sana selamını söyledi.
Give my regards to him.
- Ona selamlarımı gönder.
In case you see him, give him my regards.
- Onu görürsen, ona selamlarımı ilet.
The president saluted the public.
- Devlet başkanı halkı selamladı.
Tom forgot to salute.
- Tom selamlamayı unuttu.
I don't salute their flag.
- Ben onların bayraklarını selamlamıyorum.
I don't salute your flag.
- Bayrağınızı selamlamam.