Ona dedesinin ismini vermiş olmalılar.
- Er muss nach seinem Großvater benannt worden sein.
Yaşamdaki amacı bir müzisyen olmaktı.
- Sein Lebensziel war es, ein Musiker zu werden.
O, on dakika içinde burada olacaktır.
- Er wird in zehn Minuten da sein.
Son gülen kim olacak?
- Wer wird derjenige sein, der zuletzt lacht?
Hasta olmak çok sıkıcı.
- Being sick is very boring.
Hiç kimse futbolcu olmadan bir futbol takımının teknik direktörü olamaz.
- Nobody can be a head coach of a soccer team without being a soccer player.
Erkek kardeşime benzediğim söylenmeden sadece bir gün yaşamak istiyorum.
- I'd like to go through just one day without being told I look like my brother.
Geçmişteki yaşam bugünkünden çok farklıydı.
- The living beings of the past were very different from those of today.
Özgürlük her şeyi mümkün olduğu kadar zararsız yapabilmekten oluşur.
- Liberty consists of being able to make everything as harmless as possible.
Tüm dünya bir sahnedir, insanlar da yalnızca birer oyuncu. Sahneye girer, çıkarlar ve zamanları boyunca yedi dönemden oluşan birçok oyun sergilerler.
- All the world is a stage, and all the men and women merely players. They have their exits and their entrances, and one man in his time plays many parts, his acts being seven ages.
İnsan mantıklı bir varlıktır.
- Man is a rational being.
İnsanlar bilinçli varlıklardır.
- Humans are conscious beings.
İnsanoğlu Tanrı'nın suretinde yaratılmıştır.
- Human beings were created in God's image.
Bizim roket yapılıyor.
- Our rocket is being built.
Yapılacak çok az şey olması beni hayal kırıklığına uğrattı.
- I was disappointed at there being so little to do.
Sonuçta, insanlar kendilerine bu şekilde ödeme yapılmasına öyle alışmışlar ki başka türlüsünden rahatsız oluyorlar.
- As a result, people have got so used to being paid this way that they're uncomfortable with any other.
İnsanoğlu uzaya uçmayı başardı.
- Human beings succeeded in flying into space.
One should love one's own mother.
- Man soll seine Mutter lieben.
To share one's passion is to live it fully.
- Sein Leidenschaft zu teilen bedeutet, sie voll zu leben.
Bedecken Sie diesen Busen, damit ich ihn nicht sehen kann!
- Cachez ce sein que je ne saurais voir.