Bunun hakkında bir hayli düşündüm.
- I've thought about this a great deal.
O bir hayli sabır gösterdi.
- He displayed a great deal of patience.
Yapacak çok işim var.
- I have a great deal to do.
Onun konuşması onun çok şey bildiğine beni inandırdı.
- His talk led me to believe that he knows a great deal.
Tom pek çok kelebek topladı.
- Tom has collected a great many butterflies.
Yabancı dillerden ödünç alınmış pek çok kelimeye sahip.
- It has a great many words borrowed from foreign languages.
Tom oldukça çok okur.
- Tom reads a great deal.
Ona oldukça çok borçluyum.
- I owe him a great deal.