love is nothing what it seems - aşk göründüğü gibi değildir.
Ben duyarsız görünmek istemiyorum.
- I don't want to seem insensitive.
Şimdiye kadar, eyleminiz tamamen sebepsiz görünmektedir.
- So far, your action seems completely groundless.
O gençken çok popüler bir aktörmüş gibi görünmektedir.
- He seems to have been a very popular actor when he was young.
İnsanlar her zaman başka insanların sorunları ile ilgili konuşmaktan zevk alıyor gibi görünmektedirler.
- People always seem to enjoy talking about other people's problems.
Sanki her şeyi biliyorsun.
- It seems like you know everything.
Bizimle gelmek istemiyor gibi görünmüyorsun.
- You don't seem to want to come with us.
Tom bizimle gelmek istiyor gibi görünmüyor.
- Tom doesn't seem to want to come with us.
O bana ilginç görünüyor.
- It seems interesting to me.
Senin planın benimkinden daha iyi görünüyor.
- Your plan seems better than mine.
Haftalardır yağmur yağıyor gibi gözüküyor.
- It seems like it's been raining for weeks.
İlginç bir iş gibi gözüküyor. Tam olarak ne yapıyorsun?
- It seems like an interesting job. What do you exactly do?
Anahtarlarımı kaybettim gibi geliyor.
- It seems that I have lost my keys.
Bana şimdi gitmemiz gerekiyor gibi geliyor.
- It seems to me that we should go now.
Haber yanlışmış gibi görünüyor.
- It seems that the news was false.
Bana geç kalacaklar gibi görünüyor.
- It seems to me that they will be late.
Galiba gelişi güzel okumuş.
- He seemed to read at random.
Galiba karıştırıyoruz.
- We seem to be confused.
En iyisi olarak görünen bu kravatı alacağım.
- I will take this tie, as it seems to be the best.
... there seems to be one number on everybody's minds these days -- ...
... I'd normally pay about a hundred quid for those $9.99 seems pretty good price ...