Polis olay yerini kordon altına aldı.
- Police cordoned off the crime scene.
Polis bölgeyi kordon altına aldı.
- Police cordoned off the area.
O, kordonu makineye bağladı.
- He connected the cord to the machine.
Gelişmekte olan bir embriyo, göbek kordonu yoluyla plasentaya bağlanır.
- A developing embryo connects to the placenta via the umbilical cord.
Biz hala kablolu telefon kullanıyoruz.
- We still use a corded telephone.
Gelişmekte olan bir embriyo, göbek kordonu yoluyla plasentaya bağlanır.
- A developing embryo connects to the placenta via the umbilical cord.
O, kordonu makineye bağladı.
- He connected the cord to the machine.
Gelişmekte olan bir embriyo, göbek kordonu yoluyla plasentaya bağlanır.
- A developing embryo connects to the placenta via the umbilical cord.
Sami, Leyla'nın boynuna bir kordon doladı ve onu ölümüne boğdu.
- Sami put a cord around Layla's neck and strangled her to death.
Dimi ve fitilli kadife arasındaki farkı biliyor musunuz?
- Do you know the difference between twill and corduroy?
Tom sık sık fitilli kadife pantolon giyer.
- Tom often wears corduroys.