O, babasının ayak izlerini takip etti.
- He followed in his father's footsteps.
Polisler Tom'un yatak odası penceresinin dışında herhangi bir ayak izi bulamadılar.
- The police couldn't find any footprints outside Tom's bedroom window.
Onlar masa altından ayakla birbirlerini taciz ediyorlardı.
- They were playing footsie under the table.
Dipnotlar sayfanın alt kısmındadır.
- The footnotes are at the bottom of the page.
Yüzmeye gitmektense futbol oynamayı tercih ederim.
- I'd rather play football than go swimming.
Yaya olarak gitmek istemiyor musunuz?
- Don't you want to go on foot?