see bottle, 1

listen to the pronunciation of see bottle, 1
Английский Язык - Турецкий язык

Определение see bottle, 1 в Английский Язык Турецкий язык словарь

skin
{f} soymak
skin
cilt

Benim ciddi bir cilt sorunum var. - I have a serious skin problem.

Tom'un bir cilt rahatsızlığı var. - Tom has a skin condition.

skin
{i} ten

Güneşin sıcaklığını teninde hissetti. - She felt the warmth of the sun on her skin.

Onları memnun etmek için adını değiştirdin, ama bu ırkçılar ten rengini değiştirmeni de isteyecekler. Yapabilir misin bunu? - You have changed your name to please them, but these racists are gonna also ask you to change the color of your skin. Can you do that?

skin
gön

Vücuda dokunulduğunda, derideki reseptörler beyne endorfin gibi kimyasalların salınmasına neden olan mesajlar gönderir. - When the body is touched, receptors in the skin send messages to the brain causing the release of chemicals such as endorphins.

skin
(Gıda) derisini sıyırmak
skin
kabuk
skin
kabuğunu soymak
skin
pösteki
see 1
1 bakın
skin
(Havacılık) Bir hava ya da deniz aracının dış kaplaması, kaporta
skin
{f} kabuğunu
skin
deri ile kaplamak
skin
{i} post
skin
{f} sıyırıp çıkarmak
skin
{i} tulum
skin
derisini soymak
skin
(Tekstil) post, pösteki; deri
skin
{f} sıyırmak; hafif yaralamak: He fell and skinned his knee. Düştü ve dizi sıyrıldı
skin
(isim) deri, cilt, ten, post, kabuk, zar, tulum, kaplama, dazlak, cimri
skin
soyup soğana çevirmek
Английский Язык - Английский Язык
skin