O, asla sır saklayamaz.
- She can never keep a secret.
Onu sır olarak saklamak için ona söz verdim.
- I promised him to keep it secret.
Japon Diş Hekimleri Birliği sorunu Japon Diş Hekimleri Birliğinden LDP ye ait olan Diyet üyelerine yapılan gizli bağışlarla ilgili bir olaydır.
- The Japanese Dentists Association affair is an incident concerning secret donations from the Japanese Dentists Association to Diet members belonging to the LDP.
Gizli servis onu saldırıya karşı koruyor.
- The secret service guards him against attack.
Onu sır olarak saklamak için ona söz verdim.
- I promised him to keep it secret.
Onu bir sır olarak saklamak zorundayım.
- I have to keep it a secret.
Tom sırları bizden saklıyor.
- Tom has been keeping secrets from us.
Birbirimizden saklımız yok.
- We have no secrets from each other.
Evren gizemlerle dolu.
- The universe is full of secrets.
Bu albümde saklı gizemli şarkı var.
- There's a secret song hidden on this album.
Sen çok gizemli görünüyorsun.
- You seem to be very secretive.
Belki bazen fazla gizemliyimdir.
- Perhaps I'm sometimes too secretive.
Gizli servis onu saldırıya karşı koruyor.
- The secret service guards him against attack.
Bunu gizli tutmak niyetinde değildim.
- I didn't mean to keep it secret.
Can you keep a secret? So can I.
To prevent the elixir from reaching mankind and thereby upsetting the balance of the universe, two gods secret it away.
We went down a secret passage.