To put it bluntly, the reason this team won't win is because you're holding them back.
- Açık söylemek gerekirse, bu takımın kazanamayacak olmasının sebebi onları geride tutmanızdır.
I see no reason why I shouldn't put it into practice.
- Onu niçin uygulamamam gerektiğinin sebebini anlamıyorum.
He fully realizes that he was the cause of the accident.
- Kazanın sebebi olduğunun tamamen farkındadır.
At present, the cause of the disease is unknown.
- Şu an için, hastalığın sebebi bilinmiyor.