se en

listen to the pronunciation of se en
Английский Язык - Турецкий язык

Определение se en в Английский Язык Турецкий язык словарь

seen
görülen

Gökyüzünde görülen çok sayıda yıldızlar vardı. - There were several stars to be seen in the sky.

Tepeden görülen yükselen güneş güzeldi. - The rising sun seen from the top was beautiful.

seen
gözükmek
seen
görülmek

Sonuç görülmek için kalır. - The result remains to be seen.

Onlarla görülmekten utanmam. - I am not ashamed to be seen with them.

seen
görünmek

Sami çıplak görünmek istemedi. - Sami didn't want to be seen naked.

Onunla beraber görünmek istemiyorum - I don't want to be seen in his company.

seen
{f} gör

Mikroplar sadece bir mikroskop yardımıyla görülebilir. - Germs can only be seen with the aid of a microscope.

Son zamanlarda onu görmedim - I have not seen him lately.

seen
görüldü

Gökyüzünden görüldüğünde,ada çok güzeldi. - Seen from the sky, the island was very beautiful.

O, evin dışına giderken görüldü. - He was seen going out of the house.

seen
görmüş

Tom Boston'u ziyaret ettiğinde Mary'yi görmüş olmalı. - Tom must have seen Mary when he visited Boston.

Jody sanki bir hayalet görmüş gibi görünüyor. - Jody looks as if she had seen a ghost.

seen
f., bak. see 1
Английский Язык - Английский Язык

Определение se en в Английский Язык Английский Язык словарь

seen
{a} perceived, beheld, skilled, versed
seen
Seen is the past participle of see. Past participle of see. the past participle of see
seen
past participle of see
seen
Versed; skilled; accomplished
seen
of See
se en
Избранное