The way to protect yourself and your family from being adversely affected by television is to be more selective of the programmes you watch.
- Kendinizi ve ailenizi televizyonun ters etkilerinden korumanın yolu, izlediğiniz programlar için daha seçici olmaktır.
Tom has selective hearing.
- Tom'un seçici işitmesi var.
Tom is a picky eater.
- Tom seçici bir yiyici.
Don't be too picky. There aren't that many fish in the sea.
- Çok seçici olma. Denizde o kadar çok balık yok.
ׂShe's very picky when it comes to choosing hotels.
- İş otel seçmeye gelince çok seçicidir.
Beggars can't be choosers.
- Dilenciler seçici olamaz.
You may choose what you like.
- İstediğinizi seçebilirsiniz.
You may choose any book you like.
- Beğendiğin herhangi bir kitabı seçebilirsin.
Everyone has the right to take part in the government of his country, directly or through freely chosen representatives.
- Her şahıs, doğrudan doğruya veya serbestçe seçilmiş temsilciler vasıtasıyla, memleketin kamu işleri yönetimine katılmak hakkını haizdir.
He was chosen to be a member of the team.
- O, takımın bir üyesi olarak seçildi.
Everyone has the right to take part in the government of his country, directly or through freely chosen representatives.
- Her şahıs, doğrudan doğruya veya serbestçe seçilmiş temsilciler vasıtasıyla, memleketin kamu işleri yönetimine katılmak hakkını haizdir.
I realized that what I had chosen didn't really interest me.
- Seçtiğim şeyin beni ilgilendirmediğini anladım.
In 1860, Lincoln was elected President of the United States.
- 1860'ta Lincoln, ABD başkanlığına seçildi.
Yuri Andropov was elected Chairman of the Presidium of the Supreme Soviet on June 16, 1983.
- Yuri Andropov 16 Haziran 1983 te Yüce Rusya'nın Başbakanlık Heyetinin başkanı seçilmişti.
You cannot be too careful in choosing your friends.
- Arkadaşlarınızı seçerken çok dikkatli olamazsınız.
I hope to find a job of my own choosing.
- Kendi seçtiğim bir işi bulmayı umuyorum.
Dwight Eisenhower was elected president in 1952.
- Dwight Eisenhower, 1952'de başkan olarak seçildi.
Yuri Andropov was elected Chairman of the Presidium of the Supreme Soviet on June 16, 1983.
- Yuri Andropov 16 Haziran 1983 te Yüce Rusya'nın Başbakanlık Heyetinin başkanı seçilmişti.
I don't think it's fair to single out Tom.
- Tom'u seçmenin adil olduğunu sanmıyorum.
Tom did a pretty good job of selecting music for the dance.
- Tom, dans için müzik seçimi konusunda iyi bir iş çıkardı.
Those selected will have to face extensive medical and psychological tests.
- Seçilmiş olanlar kapsamlı tıbbi ve psikolojik testlerle yüzleşmek zorunda kalacak.
Please select a language for the Image Viewer interface.
- Lütfen Image Viewer arayüzü için bir dil seçin.
I have to pick one of them.
- Onlardan birini seçmek zorundayım.
Why don't you pick on someone your own size?
- Neden boyuna göre birini seçmiyorsun?
Please help me pick out a sweater which matches my new dress.
- Lütfen bana, yeni elbiseme uyan bir süveter seçmede yardım et.
You can pick out any book you like.
- Beğendiğin kitabı seçebilirsin.
She selected a blue dress from the wardrobe.
- Elbise dolabından mavi bir elbise seçti.
He selected a Christmas gift for her.
- Onun için bir noel hediyesi seçti.