scrupulously faithful or exact; strict

listen to the pronunciation of scrupulously faithful or exact; strict
Английский Язык - Турецкий язык

Определение scrupulously faithful or exact; strict в Английский Язык Турецкий язык словарь

religious
dinsel

Dinsel özgürlüğü destekliyorum. - I support religious freedom.

Dinsel inancımı yitirdim. - I've lost my religious faith.

religious
{s} dini

Yeni yasa dini azınlıkları oy verme haklarından mahrum edecek. - The new law will deprive religious minorities of their right to vote.

Daha sonra, diğer birçok ülkeden olanlar büyük ekonomik imkanlarla ilgili raporlar ve dini ve politik özgürlük tarafından cezbedildikleri için Amerika Birleşik Devletlerine akın ettiler. - Later, those from many other countries flocked to the United States because they were attracted by reports of great economic opportunities and religious and political freedom.

religious
{s} dindar

Ateistlerin tüm dindar ve sosyalistlerden daha merhametli olduğunu biliyorum. - I know atheists that have more humanity than all these religious and these socialists.

Çok dindarsın, değil mi? - You're very religious, aren't you?

religious
{s} inançlı

Tom inançlı değildir. - Tom is not religious.

religious
müslüman
religious
mütedeyyin
religious
{s} derin

Leyla'nın derin dinsel inançları vardı. - Layla had deep religious convictions.

religious
{s} din

Ateizm dinî bir inanç değildir. - Atheism isn't a religious belief.

O dini mezhebin bazı acayip fikirleri var. - That religious cult has got some pretty off the wall ideas.

religious
religiouslydindarane
religious
rahip
religious
{s} çok dikkatli
religious
rahibe
religious
dini vazife imiş gibi
religious
mezhebe ait
religious
(sıfat) dindar, inançlı, sofu, dinsel, dini, din, tarikata ait, diyanet, derin
religious
{s} tarikata ait
religious
din adam

Tom bir din adamı değildi. - Tom wasn't a religious man.

Din adamı saatlerce diz çökmüş olarak kaldı. - The religious man remained kneeling for hours.

Английский Язык - Английский Язык
religious