Fizik hakkında çok fazla bilgim yok.
- I don't have much knowledge of physics.
Bilal bilgili bir kişidir.
- Bilal is a person of knowledge.
Bilimsel bilginin her artışıyla insanın kötülük için gücü iyilik için gücü gibi aynı oranda artırılır.
- With every increase of scientific knowledge, man's power for evil is increased in the same proportion as his power for good.
Bilimci son bilimsel bilgiler ışığında garip olayları açıkladı.
- The scientist explained the strange phenomena in the light of recent scientific knowledge.
Mary annesinden habersiz kek yaptı.
- Mary made a cake without her mother's knowledge.
Onun bilgisi ve tecrübesi var.
- He has knowledge and experience.