schwierige lage

listen to the pronunciation of schwierige lage
Немецкий Язык - Турецкий язык
açmaz
Английский Язык - Турецкий язык

Определение schwierige lage в Английский Язык Турецкий язык словарь

hardship
zorluk

Birçok büyük insan gençliklerinde zorluklardan geçmişlerdir. - Many great men went through hardship during their youth.

Birçoğu sömürgecilik altında uzun süre baskı ve zorluktan çekti. - Many have long suffered oppression and hardship under colonialism.

hardship
güçlük
hardship
{i} cefa
hardship
sıkıntı

O, sıkıntıya karşı gerçekten duyarsız. - He is really dull to hardship.

O, kimsenin hayal edemeyeceği en büyük sıkıntıya katlandı. - He put up with the greatest hardship that no one could imagine.

morass
bataklık
hardship
Müşkül
hardship
Geçim sıkıntısı

An economic policy that caused great hardship for many people.

hardship
{i} yoksulluk
hardship
zor hayat koşul
hardship
{i} yokluk
hardship
{i} sıkıntı, darlık, güçlük
morass
engel
morass
{i} batak
morass
{i} sazlık
Немецкий Язык - Английский Язык
morass
hardship
Sie hatte sich in eine schwierige Lage gebracht.
She had left herself out on a limb
in eine schwierige Lage/Notlage geraten
to fall on hard times