Kadınlar fiziksel olarak erkeklerden daha güçsüzdür.
- Women are physically weaker than men.
Savaş, sen kazansan bile, seni daha yoksul ve daha güçsüz yapar.
- War makes you poorer and weaker, even if you win.
Tom her saat başı gittikçe güçsüzleşiyor.
- Tom is getting weaker by the hour.
Kadınlar fiziksel olarak erkeklerden daha güçsüzdür.
- Women are physically weaker than men.
Biz yaşlandıkça, hafızamız zayıflar.
- As we grow older, our memory becomes weaker.
Sadako zayıflarken, ölüm hakkında daha çok düşündü.
- As Sadako grew weaker, she thought more about death.
He tends to take sides with the weaker party.
- Er tendiert dazu, zu der schwächeren Seite zu halten.
The older we get, the weaker our memory becomes.
- Je älter wir werden, desto schwächer wird unser Gedächtnis.