Yüksek tarifeler uluslararası ticaret için bir engel haline gelmiştir.
- High tariffs have become a barrier to international trade.
Bizim sosyal engelleri yıkmak için çok çalışmamız gerekmektedir.
- We must work hard to break down social barriers.
Tom odasında kendine barikat kurdu.
- Tom barricaded himself in his room.
Kapıya barikat kuralım.
- Let's barricade the door.
Çavuş Dan Anderson polis karakolunun etrafına barikat dikilmesini emretti.
- Sergeant Dan Anderson ordered a barricade erected around the police station.
Zihninde yeni fikre karşı barikat kurulmuştu.
- Her mind was barricaded against the new idea.