schulen

listen to the pronunciation of schulen
Немецкий Язык - Турецкий язык
öğretmek, eğitmek
Английский Язык - Турецкий язык

Определение schulen в Английский Язык Турецкий язык словарь

train
{f} eğitmek

Dan Linda'yı eğitmek bile istememişti. - Dan didn't even want to train Linda.

Merkezin hedefi, diğer ülkelerden gelen gençleri belli bir zaman aralığında eğitmek olmalıdır. - The goal of the center should be to train young people from other countries within a specific time period.

train
tren

Sonraki tren ne zaman ayrılacak? - What time does the next train leave?

En yakın tren istasyonu nerede? - Where's the nearest train station?

train
{f} alıştırma yapmak
train
antreman yapmak
train
çalıştırmak

Bu makineyi çalıştırmak için özel bir eğitim gerekli değil. - No special training is needed to operate this machine.

train
yetişmek

Sadece trene yetişmek için istasyona aceleyle gittik. - We hurried to the station only to miss the train.

Trene yetişmek için yeterli zamanımız var. - We have enough time to catch the train.

train
yetiştirmek
train
olaylar/düşünceler zinciri
groups
gruplar

Küçük gruplar halinde ödev üzerinde çalışın. - Work on the assignment in small groups.

Onlar beşer kişilik gruplar oluşturdular. - They formed themselves in groups of five.

schools
okullar

Fabrika işçilerinin ailelerinin okullara, hastanelere ve mağazalara ihtiyaçları vardır, bu yüzden bu hizmetleri sağlamak için daha fazla insan bölgede yaşamak için gelir. Böylece bir şehir gelişir. - The families of the factory workers need schools, hospitals, and stores, so more people come to live in the area to provide these services, and thus a city grows.

Amerika'daki kilise okullarının ve bazı özel okulların üniforması vardır, onlar yaygın değildir. - While some private and church schools in America have uniforms, they are not common.

train
eğit(mek)
train
{i} yildiz
train
{i} kervan

Develerden oluşan uzun bir kervan batıya doğru ilerliyordu. - A long train of camels was moving to the west.

train
{i} katar; kafile
train
{f} eğitmek, terbiye etmek, yetiştirmek
train
{f} nişan almak
train
dalları kazık veya
train
hayvanı tuzağa çekmek için sıralanmış yem
Немецкий Язык - Английский Язык