Dan Linda'yı eğitmek bile istememişti.
- Dan didn't even want to train Linda.
Tom köpeğini eğitmek için birini kiraladı.
- Tom hired someone to train his dog.
Sonraki durakta trenden ineceğim.
- I'm getting off the train at the next stop.
En yakın tren istasyonu nerede?
- Where's the nearest train station?
Bu makineyi çalıştırmak için özel bir eğitim gerekli değil.
- No special training is needed to operate this machine.
Trene zamanında yetişmek için acele etti.
- He hurried so as to be in time for the train.
Eğer trene yetişmek istiyorsan derhal hareket etmelisin.
- You'll have to get a move on if you want to catch the train.
O, birçok gruplara konuşmalar yaptı.
- He made speeches to many groups.
Küçük gruplar halinde ödev üzerinde çalışın.
- Work on the assignment in small groups.
Okulları değiştirmem gerekiyor.
- I have to change schools.
Amerika Birleşik Devletleri ve Çin gibi farklı dilleri olan iki güçlü devlet ilköğretim okullarında Esperanto deneysel öğretimi üzerinde anlaşmaya varsalardı ne olurdu?
- What would happen if two powerful nations with different languages - such as United States and China - would agree upon the experimental teaching of Esperanto in elementary schools?
Develerden oluşan uzun bir kervan batıya doğru ilerliyordu.
- A long train of camels was moving to the west.