Biz hiç yeni sorunlar yaratmak istemiyoruz.
- We don't want to create any new problems.
İnsan oğlu bir şeyler yaratmak için yaratıldılar.
- Human beings are created to create things.
Yeni bir web sitesi yaratmak zorundayım.
- I have to create a new website.
Acil internet girişi olan bir çevre yaratmazsak, bizim şirketimizde geride kalacak.
- Our company is going to be left behind too if we don't create an environment in which we can get instant Internet access.
Başka bir deyişle, biz zaman yaratırız, biz zaman yapıcılarıyız ve biz zamanı istediğimizi yapmak için yaratırız.
- In other words, we create time, we are time-makers, and we create it in order to do whatever we want to.
James Cameron film yapmak için yeni bir yol ortaya çıkardı.
- James Cameron created a new way to make movies.
It was a good idea to create Tatoeba.
- Es war eine gute Idee, Tatoeba zu schaffen.
You have to create problems to create profit.
- Sie müssen Probleme schaffen, um Profit zu erzielen.