Seni korkutmak istemedim.
- I didn't mean to scare you.
Seni korkutmak isteseydim, birkaç hafta önce rüyamda ne gördüğümü anlatırdım.
- If I wanted to scare you, I would tell you what I dreamt about a few weeks ago.
Yanağındaki yara izi artık neredeyse görünmüyor.
- The scar on his cheek hardly shows now.
İğrenç bir yara izini açığa çıkarmak için kolunu sıvadı.
- Tom rolled up his sleeve, exposing a hideous scar.
Yara kolumda bir iz bıraktı.
- The wound left a scar on my arm.
Tom'un alnında Mary onu son gördüğünden beri yeni bir yara vardı.
- Tom had a new scar on his forehead since the last time Mary had seen him.
O orada bir yerde yalnız ve korkmuş.
- She's out there somewhere alone and scared.
Yerliler buradan korkuyorlar.
- The natives are scared of this place.
Trajedi zihnimde bir yara izi bıraktı.
- The tragedy left a scar on my mind.
Tom kesinlikle ürküyor.
- Tom is certainly scared.
1920 yazına doğru Kızıl Panik bitmişti.
- By the summer of 1920, the Red Scare was over.
Korku filmlerini izleyip korkmak için sinemaya gidiyoruz.
- We go to the cinema to be scared by watching horror movies.
Tom korkmak için çok aptal.
- Tom is too stupid to be scared.
Seni korkutmak istemedim.
- I didn't mean to scare you.
Tom'u en çok korkutan şey tekrar yürüyemeyeceği düşüncesiydi.
- What scared Tom the most was the thought that he might not be able to walk again.
Yanağındaki yara izi artık neredeyse görünmüyor.
- The scar on his cheek hardly shows now.
Hâlâ o kazadan kalma bir yara izim var.
- I'll still have a scar from that accident.
Ben çocukken, komşuları korkutmak için bir evcil kahverengi ayım olsun istedim.
- When I was little, I wanted to have a pet brown bear to scare my neighbors.
Tom hayaletlerden korkuyor.
- Tom is scared of ghosts.
Did that scare you when I said Boo!?.
... So they're going through a financial crisis that is scaring ...