Neden ben onların tek şikayet ettiğiyim?Onlar sadece benim üzerimden örnek veriyor ve beni günah keçisi olarak kullanıyorlar.
- Why am I the only one they complain of? They're just making an example out of me and using me as a scapegoat.
O her zaman günah keçisi.
- He's always the scapegoat.
Neden ben onların tek şikayet ettiğiyim?Onlar sadece benim üzerimden örnek veriyor ve beni günah keçisi olarak kullanıyorlar.
- Why am I the only one they complain of? They're just making an example out of me and using me as a scapegoat.
Onlar bir günah keçisi arıyorlar.
- They're looking for a scapegoat.
The new Secretary of State had been long sick of the perfidy and levity of the First Lord of the Treasury, and began to fear that he might be made a scapegoat to save the old intriguer who, imbecile as he seemed, never wanted dexterity where danger was to be avoided.