His modesty is worth respecting.
- Onun alçakgönüllülüğü saygı duymaya değer..
We cannot help respecting his courage.
- Onun cesaretine saygı duymamak elimizde değil.
You've got to respect Tom.
- Tom'a saygı duymak zorundasın.
It is important, in any age, to adore God and to respect one's parents.
- Herhangi bir yaşta Allah'a tapmak ve ebeveynlere saygı duymak daha önemlidir.
Tom and Mary have started respecting each other.
- Tom ve Mary birbirlerine saygı duymaya başladılar.
We cannot help respecting his courage.
- Onun cesaretine saygı duymamak elimizde değil.
Here, everybody feels respected and appreciated.
- Burada, herkes saygı duyar ve takdir edilir.
His soldiers feared and respected him.
- Onun askerleri ondan korkuyor ve ona saygı duyuyordu.
You're respected by everybody.
- Herkes tarafından saygı duyuluyorsun.
He respects Einstein, an American scientist.
- O, bir Amerikalı bilim adamı, Albert Einstein'a saygı duyuyor.
We have to respect local customs.
- Yerel geleneklere saygı duymak zorundayız.
Hindus don't eat meat, in particular beef, and they are mainly vegetarian in order to respect the animals' lives.
- Hindular et, özellikle sığır eti yemezler, onlar hayvanların yaşamlarına saygı duymak için temel olarak vejetaryendirler,