saygı duyma

listen to the pronunciation of saygı duyma
Турецкий язык - Английский Язык
{i} respecting

We cannot help respecting his courage. - Onun cesaretine saygı duymamak elimizde değil.

Tom and Mary have started respecting each other. - Tom ve Mary birbirlerine saygı duymaya başladılar.

present participle of respect
With regard or relation to; regarding; concerning; as, respecting his conduct there is but one opinion
about or relating to something
{e} concerning, with respect to, regarding
saygı duymak
esteem
saygı duymak
look up to
saygı duymak
{f} regard
saygı duymak
look up
saygı duymak
respect

You've got to respect Tom. - Tom'a saygı duymak zorundasın.

Hindus don't eat meat, in particular beef, and they are mainly vegetarian in order to respect the animals' lives. - Hindular et, özellikle sığır eti yemezler, onlar hayvanların yaşamlarına saygı duymak için temel olarak vejetaryendirler,

saygı duymak
(deyim) take one's hat off to
saygı duymak
(deyim) tip one's hat to
saygı duy
{f} respecting

Far from respecting him, I dislike him. - Ona saygı duymayı bırak, ondan hoşlanmıyorum.

His modesty is worth respecting. - Onun alçakgönüllülüğü saygı duymaya değer..

saygı duy
{f} respected

You're respected by everybody. - Herkes tarafından saygı duyuluyorsun.

He is respected by everybody. - Ona herkes tarafından saygı duyulur.

saygı duy
{f} respect

We cannot help respecting his courage. - Onun cesaretine saygı duymamak elimizde değil.

I respect the elderly. - Yaşlılara saygı duyarım.

saygı duymak
to respect

It is important, in any age, to adore God and to respect one's parents. - Herhangi bir yaşta Allah'a tapmak ve ebeveynlere saygı duymak daha önemlidir.

We have to respect local customs. - Yerel geleneklere saygı duymak zorundayız.

saygı duymak
have respect for
saygı duyma
Избранное