Many countries depend on agriculture.
- Çok sayıda ülke tarıma dayalıdır.
There are three different types of people in the world: those who can count, and those who can't.
- Dünyada üç tip insan vardır: sayı sayabilenler, ve sayamayanlar.
If you divide any number by zero, the result is undefined.
- Eğer herhangi bir sayıyı sıfıra bölerseniz, sonuç tanımsızdır.
There are two zeros in the number 2010.
- 2010 sayısında iki tane sıfır vardır.
He will figure on inviting a lot of guests to the opening ceremony.
- O, açılış törenine çok sayıda misafir davet etmeyi planlayacak.
Add up these figures.
- Bu sayıları toplayın.
The symbol X usually stands for an unknown quantity in mathematics.
- X sembolü genellikle matematikte bilinmeyen sayıyı temsil etmektedir.
Scores of people gathered in front of the Royal Palace.
- Çok sayıda insan Royal Palace'nin önünde toplandı.
Scores of people died in the epidemic.
- Salgında çok sayıda insan öldü.
Up to what volume of Naruto comics do you own?
- Hangi sayıya kadar olan Naruto çizgi romanlarına sahipsin.
Huge numbers of soldiers and civilians were killed.
- Çok fazla sayıda askerler ve siviller öldürüldü.
One, three, and five are odd numbers.
- Bir, üç ve beş tek sayılardır.
Our team scored five runs in the last inning.
- Ekip son atışta beş sayı kazandı.
He has a lot of ideas about running foreign workers.
- Onun yabancı işçilerin çalıştırılmasıyla ilgili çok sayıda fikirleri vardır.
Tom and others digitized about 200 books and put them online for free access.
- Tom ve diğerleri yaklaşık 200 kitabı sayısallaştırdı ve onları ücretsiz erişim için internete koydu.
One million is a seven digit number.
- Bir milyon, yedi basamaklı bir sayıdır.
There are few apples in the basket.
- Sepette çok az sayıda elma var.
When you have few goals, you get older.
- Az sayıda amacın olduğunda yaşlanırsın.
Tom has a point here.
- Bu konuda Tom pek de haksız sayılmaz.